9 Mart 2010 Salı

VAYLOV DEDE.














VAYLOV DEDE



15 Eylül 2008 günü akşamı Bektaş Koç’un kahvesinde yanıma oturan Abidin Koç, “İhsan Güvercin gelmişti, Başkan Sadık’la Arguvan’a gittiler” dedi. “Haberimiz olmadı” dediğimde, birkaç gündür burada olduğunu söyledi. Ertesi gün öğlene doğru köyün içine doğru birlikte yürüdüğümüz Hüseyin Başaran, “İhsan Güvercin seni soruyordu, Vayloğ Dedenin heykelini yapmışlar, türbenin önüne diktiler” dedi. 17 Eylül akşamı konukluğa gittiğimiz Ali Arı’nın orada da yarın Vayloğ Dedenin oğlu İlyas Tuna’nın kurban keseceğini, köylüyü çağırdığını, heykelin açılışının yapılacağını söylediler. Heykeli İhsan güvercinin yaptığından da söz edildi.

18 Eylül günü saat 12.00 sıralarında Karadirek Cem Kültür Evinin hoparlöründen saat 13 00’de açılış ve kurban olacağı duyuruldu. Saatinde oraya vardığımda dua ediliyordu ve ardından açılış yapıldı. Heykeli kimin yaptırdığını sorduğumda Fethiyeli denildi. Kimin yaptığını ise bilmediklerini söylediler.


Fahrettin Kayhan’ın yaptırdığı yazlık yemek yerinde İlyas Dayım beni Fethiyeli Mustafa yücel ile tanıştırdı. “”Heykeli yaptıran bu, Vayloğ…” dedi. Mustafa Yücel’in adı, Vayloğ Dedenin adı, aslında nazarlaması…

Mustafa Yücel, 3 Ekim 1950 tarihinde Fethiye’de doğmuş. İlkokulu köyünde okuduktan sonra bir süre köyde kalmış, şoförlüğü meslek edinmiş ve bir süre taksicilik yapmış. Daha sonraları İstanbul12a giderek taşımacılık işlerli yapmaya başlamış ve halen avcılarda işini sürdürüyor. Heykelin yapılış öyküsünü anlattı, kısaca sunuyorum.

Vayloğ Dede’nin oğlu İlyas Tuna İstanbul’a gittiğinde Mustafa Yücel’e konuk olur. Mustafa yücel “Dedenin anısına bir şey yapmak istiyorum” diyerek düşüncesini dile getirir. Sonunda heykelini yaptırmaya karar verir. Antalya’da bulunan İhsan Güvercin ile iletişim kurarak düşüncesini gerçekleştirmek istediğini belirtir. Güvercin’in arkadaşı Neşe Gültekin yontucudur. 1967 Sivas doğumlu. Ankara Hacettepe Üniversitesi GSF Heykel bölümü 2003 mezunu. Antalya’da yaşıyor ve sanatsal çalışmalarına devam ediyor. Dedenin fotoğrafı İzmir’de bulunan torunu Fatma’dan istenir ve Gültekin 20 Haziranda çalışmaya başlar, 5 Eylül 2008 günü tamamlar. Bir hafta sonra da Malatya İli Hekimhan İlçesi Ballıkaya köyüne getirilir ve Vayloğ Dedenin türbesinin önüne dikilir.

İşte 18 Eylülde açılışı yapılan yontunun öyküsü böyle. Daha sonra -yeni bilgiler/belgeler edindiğimde- yazıyı yeniden düzenleyeceğim ve açılış fotoğraflarını da ekleyeceğim.

VAYLOĞ DEDE’NİN HAYATI

Anadolu'da dedelik kurumunun temsilcisi durumunda olanların soyağacının Hz. Ali'nin oğlu İmam Hüseyin'e dayandığı bilinir. Bunlara "Ocakzade" denir. Malatya ve birçok çevre illerde Vayloğ Dede adıyla tanınan Mustafa Tuna bunlardan biridir. 1895 yılında Hekimhan'ın Ballıkaya Köyü'nde doğar. Malatya, Hekimhan, Arguvan, Arapkir, Darende köylerinin birçoğunda dedelik kurumunun temsilciliğini yapar. 1972'de Ballıkaya'da ölür. Halk arasında "rüyaya girme", "nefes evladı verme", "başkalarının içini okuma", "gaipten haber verme" gibi konularda kerametleri olduğuna inanılır.

Herkesle içli dışlı olması, babacan davranışlarıyla "içindeki babayı çıkar" deyimini kullanır. Çocuğu olmayan kadınlar ocağa gelerek onun duasını alır. Bu duadan sonra doğan çocuklar da erkek olarak dünyaya gelir. Çoğunlukla doğan çocuklara Vayloğ Dede’nin adı verilir. Bunlara "Vayloğ’un nazarlaması" adı verilir. Bu çocukların tümü de divane örneğin davranışlara sahiptir.

Vayloğ Dede ile ilgili birçok anlatımlar vardır:

Denizli'de bir kadının rüyasına girer. "Adım Vayloğ. Hekimhan'ın Mezirme Köyü'ndenim. Ocağıma geleceksin." der. Çocuksuz olan kadın kocasıyla birlikte Hekimhan'a gelir. Mezirme'yi ve Vayloğ Dede'yi sorarken, çarşıda bizzat dedenin kendisiyle karşılaşır. Kadın "işte rüyamda gördüğüm adam bu" diyerek Vayloğ Dede 'nin elini öper. Birlikte köye giderler. Bir kurban alıp keserler. Kadın kocasıyla Denizli'ye döner ve ileride bir çocuk sahibi olduğu öğrenilir.

Vayloğ Dede, Arguvan'ın Dolaylı Köyü'nde sohbette bulunmaktadır. Arapkirli boyacı Karabet de o sırada aynı köydedir ve Abidin adlı birinin misafiridir. Karabet Abidin Efendi'ye " bizi de (görgüye) sohbet toplantısına kabul ederler mi ? " diye sorar. Abidin " bırakmazlar " der. Ermeni Karabet o akşam rüyasında üç kişinin semah döndüğünü görür. Sabahleyin Abidin'e gördüğü rüyayı anlatır. Abidin " bir çuval buğdayı al Vayloğ Dede'nin yanına git " der. Karabet buğdayı alır, Vayloğ Dede'nin kaldığı eve gider. Dedeyi kahvaltı ederken bulur.
Karabet, "Vayloğ Dede bir Allah Allah de " ricasında bulunur. Vayloğ Dede dua eder, bir lokma ekmeği Karbaet'e uzatır ve " al bu da semah dönen üç sofunun olsun " der. Karabet, Vayloğ Dede'nin elini bir kez daha öper.


http://www.hekimhan.net/ Kaynak: Malatyalı Gönül Sultanları - Süleyman ÖZEROL






Şu Devri Alemden Bir ( GARİPMİRTO ) Sessizce Gelip Geçti !

Hiç yorum yok:

"GARİPMİRTO"

"GARİPMİRTO"
FETHİYELİ YAZAR: YUSUF ASLAN.!

İzleyiciler