9 Mart 2010 Salı

Yusuf Aslan. Fıkraları







YUSUF ASLAN FIKRALARI.




HOCA EFENDİNİN BAKKALINDA.



Bektaşi baba, günlük sabah kahvaltı alış verişini yaparken dikkatini çeken bİr duruma vakıf oluyor, her gün değişik
fiatlar bektaşi baba, yahu bunun fiatı dün şu paha idi bu gün
bu paha neden, diye sorar, bakkal hoca efendinin cevabı ise hazır, bu piyasa oynar piyasa o sebepten buna alışmalısın bire bektaşi baba der, bunun üzerine bektaşi baba altı ay o bakkala uğramaz, bir gün hoca efendi bektaşiyi görünce sorar, yahu gözümün nuru bektaşi baba niye bizim bakkala uğramıyorsun der, bu seferde
bektaşi babanın cevabı hazır, bire hoca efendi bu oynar piyasadan gayrı insanlarda oynar oldu sende buna Alışmalısın der..söz ..yusufaslan. >1.<




CENNETE UÇMAK.

------------------------------------
betaşi baba,zaman zaman rüyasında uçarmış bektaşi buya her uçtuğunuda hatununa anlatırmış, bir gün bektaşi baba yine rüyasında uçarmış, yatağında kollarını kanat gibi çırptığını gören bektaşi ana eyvah herif gene uçup cennete gidiyor, herif uçmadan sırtına binemde hazır gitmişken bende cennete gidem demiş, bektaşi ananın ağırlığından bektaşi babanın nefesi kesilirken uyanır, yahu hatun beni yaşatmakmı istersin yoksa öldürmekmi der, hatunuda bire herif sen dünyada kalmakmı istersin yoksa uçup cennete gitmekmi istersin diye suçunu telafi etmeye çalışırmış. SÖZ: Yusuf Aslan . >2.<




EMEKLİNİN YÜKÜ.

------------------------------------
bir seçim arefesinde adaylar bektaşi babaya yardım etmek için, bektaşi baba her soru bir altın değerinde, eğer bilirsen derler, bektaşide buyurun sorun der, adaylar bektaşiye soruyu yöneltirler ve bektaşi babaya ilk soruları, bektaşi baba yermi ağır yoksa gökmü ağır derler, Eyy' buda bektaşi baba, arife tarif gerekmez valla ben onu bunu bilmem amma, yerdede göktede EMEKLİNİN yükü pek ağır demiş...SÖZ yusufaslan. >3.<




BEKTAŞİ ANA,NIN HALISI.

------------------------------------
sabah saat 5,de bektaşi baba uyanır , uykusu gelmeyen bektaşi baba sağa sola döndükce Bektaşi ana,da uyanır, bektaşi baba verdiği rahatsızlığı ört bas etmek için hatununa döner canım, gülüm, gözümün nuru ne edersin der, Hatunuda bektaşiye dönerek ( ters ters )halı dokuyum herif halı sabahın köründe der, bunun üzerine hemen sonra bektaşi baba,da kalkarak evin içinde dolaşmaya başlar bu seferde hatunu sorar bektaşiye, ne edersin bire herif bu sabahın köründe der, Bektaşi,de şu senin halıları evin içine serdim,de güzel olmuşmu diye gezinip bakınıyım benim güzel hatınım der. SÖZ. YUSUFASLAN >4.<




ÇOCUK AKLI.

------------------------------------
Çocuğun biri, adamın birinin peşi sıra koşar ve atlar adamın kucağına, sarılır boynuna papa papa deye, hem söylenir hemide sever adamı, adamcağız şaşar kala kalır, bu esnada çocuğun annesi koşar adımla çocuğunu almaya gelir, ancak çocuk elindeki boyalı kalemle,de annesinin yüzünü boyamaya başlar, bu esnada adam çocuğa dönerek iyi güzel hoş yapıyorsun anneni boyuyorsun,da, be çocuk, ya ben senin baban değilsem annene nasıl affettireceksin kendini der. SÖZ ,YUSUFASLAN >5.<




CENAZE ARABASI.

------------------------------------
Bektaşi baba ile bektaşi ana manavda satış yaparken, bir gün Cenaze Arabası manavın önünde durur, şöförü arabadan inerek manava gelir, Bektaşi ana,yı şaka yollu korkutmak için. Bektaşi baba,da şöföre hangimizi alıp gitmeye geldin der, şöför ise ben bu dünyayı çok sevenlerin taşımacılığını yapıyorum bire bektaşi der ve dönerek, peki siz bu dünyayı ve dünya malını çok sevenlerdenmisiniz deye sorar, bektaşi baba'da, desene bu seferde kurtulduk biz der, ŞÖFÖR ise peki niye diye sorar, bektaşi'de fakir her gün ölümü düşünür, zengin ise rüyasında bile malına mal katmayı düşünür, Eeee, bizde bu dünyayı ve dünya malını ahrete götürecek kervana sahip olmadığımız için ondan be, bire Ahret kervancısı der. SÖZ, YUSUFASLAN. >6.<




BİR CENAZE YEMEĞİNDE.

------------------------------------
Bir cenaze yemeğinde iki bektaşi yan yana otururlar, hoca efendi mevlüt,ü KUR,AN,ı okuduktan sonra herkes Amin der eller yüze sürülür ve indirilir, Ancak bizim bektaşilerden birinin elleri halen havada ve çenesi inip kalkar 1,dakika 2, 3, dakika 4,ncü dakika olur halen bizim bektaşinin elleri havada çenesi inip kalkıyor. Ancak ikinci bektaşi müdahale eder, bire bektaşi ellerini indir duanı bitir der, dua eden bektaşi müdahale eden bektaşiye yan yan bakarak işime karışma der, 5,nci dakikada ellerini yüzüne sürer ve indirir. Yolda giderken bektaşi baba, duada geciken bektaşiye sorar neden ellerin havada kaldı idi bire bektaşi der, duada geciken bektaşi ise yahu dişlerim takma olduğu için ağzımdaki lokmayı damağımla ezmeye çalışıyordum, amma sende bana ha bire müdahale ediyordun ve beni rahatsız ettin der, Bektaşide ne bileyim kardeşim dişleriyin takma olduğunu, duada takılıpda ellerini havada unuttun zannettim der. SÖZ ,YUSUFASLAN >7.<




VARSIN DEĞİRMENCİ ZANNETSİNLER.

------------------------------------
Bektaşi Ana, Bektaşi Babayı,da alarak uzaktan misafir gelmiş akrabalarını ziyaret etmek ve hoş geldin demek için kardeşinin evine giderler, hoş beş,ten bir müddet sonra kahveler gelir içilmeye başlanır, evin genci kahvesini dizinin üstündeki yastığın üzerine kor. ama ne yazıkki yanında oturan gelin hatun bir hizmet için ayağa kalkınca yastığa değer ve kahve ,Bektaşi babanın üzerine dökülür, bektaşi baba üstü başı kahve bulaşığı içinde kalır, bir müddet sonra tekrar bektaşi babaya sorarlar. ya, bektaşi baba çaymı içersin yoksa cola,mı içersin derler, bektaşi baba,da cevabını hazır bir şekilde nazikane olarak oradaki ahaliye iletir, vala sevgili dostlar sağa, sola, üste, başa, dökülecek bir şey getirmende isterse bir çuval un getirin, pasaklı deyeceklerine, varsın değirmenci zannetsinler der. SÖZ. yusuf ASLAN. >8.<




PADİŞAH HAZRETLERİNİN MİSAFİRLERİ.

------------------------------------
Padişah hazretlerinin kıymetli misafirlerinden Papaz efendi, Sofu baba, ve Bektaşi baba bu üç misafir bahçede bir araya gelip keramet ehli olmaktan dem vururlarmış, Papaz efendi ben çanı çalarken içime şeytan giriyor, içime şeytan girmeyip'de İSA Hazretleri efendimiz girseydi ben şimdiye dek göğe ererdim der, bu arada sofu babanın hayallere daldığını gören bektaşi baba, huuu, sofu baba gene hayallere daldın deye uyarınca sofu baba,da söze girerek ben Papaz efendi gibi kilisede günde Kırk kere çan çalıncaya kadar, bektaşi baba gibi, günde iki kadeh bade ile Hakka erer Cennetin kapısına dayanırdım der, Bektaşi Baba,ya söz gelince bire zındık putperestler, sizde benim Hakka yakın olduğumu bildiğiniz için kolay yoldan cennete gitmeyi yeğliyorsunuz, Ancak,ki sıra ile beni sırtınıza alırsanız bende, ağrıyıp incinmeden, yorulmadan, Cennet,in yolunu tutarım ve böylelikle sizleride Hak yoluna sokmuş olurum der. SÖZ. YUSUF ASLAN. >9.<




BEKTAŞİ, GARİP MİRTO BABANIN ALMANYA HİKAYESİ.

------------------------------------
Bektaşi garip mirto baba ile delinin mahmut baba, almanyaya nasıl gidebiliriz diye durum muhakemesi yapmaktan dem vururlarmış. Bir ara garip mirto baba, yahu mahmut baba şu bizim dada mercen ana var'ya işte o almanyaya gidiyormuş, hemide ona almanya serbestmiş. Aynı zamanda ve hemide onun karnı çok büyük olduğu için ikmizde onun karnına sığarız, gel ikimizde onun karnına girek almanyaya birlikte gidek demiş, o tarafa geçtikten sonra'da ben önden, sende arkadan çıkarsın demiş ve böylelikle ikimizde almanyayı görmüş oluruz Ne dersin bu işe bire mahmut baba deyince!. mahmut babada hiç hesap etmeden Olur bire garip mirto baba olur demiş. Daha sonra mahmut baba, Akyıldız babaya giderek durumu arz eder, Akyıldız babada duruma şöyle açıklık getirir, Garip mirto baba tekrar çıktığında yine insan olarak dünyaya gelirde, bire mahmut baba senin dünyaya nasıl çıkacağından şüpheliyim der. Bu durum mahmut babada aksi tesir yaratır. mahmut baba ataşa düşer, yaktın beni garip mirto baba yaktın beni diyerek dolanırda dolanır ----- NOT: Sevgili canlar : bu ismi geçen şahıslar hakkın rahmetine kavuşmuşlardır .Allahtan rahmet dileriz . Mekanları cennet olsun.Onlardan bize kalan espiri mahiyetinde bir fıkradır..Saygılarımla. SÖZ: YUSUF ASLAN. >10.<




BEKTAŞİ BABA,NIN SUNA GELİNİ.

------------------------------------
Bektaşi baba bir proğram dahilinde Ailesini tatil için gah yaylaya, gah Hacı Bektaş,a götürürmüş, tatilin birinide köyünde geçirmek istemiş, bektaşi baba Ailece köydeler, köydeler amma bi bakarki suna gelinin yüzünden düşen bit bin parça oluyor, bunu gören Bektaşi babanın aklından bir fırtınanın kopacağı geçmeye başlarken, suna gelin aslı olmayan, söze başlar, vay efendim siz benim hakkımda falanlara şöyle demişsiniz, böyle demişsiniz der, duruma vakıf olan Bektaşi baba hemen duruma el koyar bire kızım der, sende bu çene ile bu şeytani güç var iken hemi senin kayınvalidenin, hemi onun kayınvalidesinin, sözlerinde ferman, dillerinde derman, canlarında canmı kalır. bire evladım susta insanca yaşayalım şu üç günlük tatilde der. SÖZ.YUSUFASLAN. >11.<




BEKTAŞ-İ BABA,NIN MANİLERİ.

------------------------------------
Bektaşi baba 40, yılda bir köyüne eşi, dostu görmeye gider, şans bu ya tanıdığı mollanın birinin hastanede yattığını duyar, bektaşi baba, diğer tanıdığı mollalarla hastaneye ziyarete gider hastaya Allahtan sihhat ve şifalar dilerler, ziyaretin kısası makbulünü düşünen bektaşi baba 5-6, saat kalınca canı sıkılmaya başlar koridorda gezen bekci başına yaklaşarak eğilip kulağına bir şeyler söyler. bunun üzerine bekci başı efendi, ziyaret saati bitti deye bektaşi babayı ve orada bulunan herkesi dışarı kovar, bir ara mollalar bektaşi babaya sen o bekci başının kulağına ne dedinde o bekci başı hepimizi kovdu derler, bektaşi baba,da bekci başının kulağına okuduğu maniyi birde mollalara içtenlikle şöylece okur. **********************
HER KAPIYI ÇALMALISIN,
HER Bİ YERE BAKMALISIN
BENİM KARNIM ÇOK ACIKTI
BU MİLLET-İ KOVMALISIN.
SÖZ.YUSUFASLAN. >12.<




KARIŞMAYIN HAKKIN İŞİNE.

------------------------------------
Diyarı gurbetin bir ucunda bazı garip insanlar bir araya gelir, yurtlarını yuvalarını kururlar, ve bütün gerekli insani görevlerini yerine getiren bu insanlar, sonunda Ayin Başpiskoposluğu için anlaşmazlığa düşerler. O memleketin han,ında aklı eren ve konaklamış olan Bektaşi babaya durumu arz ederler, Bektaşi babada o başpiskoposluk yerinin kendisine gösterilmesini arz eder, gidip o yeri gören Bektaşi baba Kıble tarafına Postunu serer ve o bölümü dergaha çevirir. bunu gören o insanlar yahu Bektaşi baba biz seni bize, aramızdaki anlaşmazlığı çözen deyi getirdik, sen ise burayı Bektaşi dergahına çevirdin derler, bunun üzerine Bektaşi babada benim sizlere vukuf olmam gerekiyorsa, o zaman karışmayın hakkın işine, bu kadar putperese bir Bektaşi çokmu yani der. SÖZ.YUSUFASLAN. >13.<
>07.09.2008.<




BEKTAŞ-İ BABA'NIN BAYRAMI.

------------------------------------
Emekli olan Bektaşi baba, emekli maaşını Ayın belli bir gününde alırmış. bir gün Ramazan Ayının sonlarına doğru, Bektaşi baba Hoca oğlunun bakkalında hoca oğlu ile birlikte geçmişlerden dem vururlarken, Oruçlu olan Hoca oğlu Bayramın gelmesini arz ederek, yahu Bektaşi baba ayın kaçında Bayram, bayram gelsede bi bayram etsek deye söylenen hocaoğluna, Bektaşi baba,da bire Hoca oğlu, yarın Maaş günü benim Bayramım, ancak sende ne zeman orucundan feragat edersen, işte o zamanda senin Bayramın olur der? SÖZ.YUSUFASLAN. >14.<
>23.09.2008.<




BEKTAŞ-İ BABA'NIN BAYRAMLIK KURBANI. [YENİ]

------------------------------------
Bektaşi baba bir akrabası ile bayram arefesinde kurban almak için mal pazarına giderler sıkı bir pazarlık sonucu kurbanlık için bir Keçi alırlar, bektaşi babanın akrabası keçinin ipini tutarak çeker, bektaşi babada arkalarında keçiyi sürer. amma keçi bu ya inatlığı tutar, ön ayaklarını yere doğru dayar gitmez de gitmez, bu arada keçi ipini koparıp kaçmasınmı, işte ne oluysa bundan sonra oluyor, bektaşinin akrabası olan adamda o keçinin peşinden koşar bektaşi babada onların peşinden koşar ve bir koşuşturmaca başlar neticede bir çıkmaz sokakta keçiyi sıkıştırırlar, amma keçi bu' başıyla bir kapıya vurup içeri girer akraba olan adamda peşinden, çeriye girer keçiyi yakalamak isteyince bir arbede içinde keçi gene bir kapıya başıyla vurup bir başka çeriye daha girer, bu esnada içeride duş alan evin hanımı bu durumu görünce bir şaşkınlık içinde çıkın dışarıya, çıkın dışarıya diye feryat ederken, bektaşinin akrabasıda Ya bizim keçii deyerek üçüde banyonun içinde pervane gibi dönüp dururlar, dışarıdan bu duruma vakıf olan bektaşi baba bu vehametli durum için şöyle bir mani okur,
*****************************
BÜTÜN ALEM TANISIN BU KEÇİYİ.
BİR VURUŞTA HER KAPIYI AÇIYI
HAYVAN DİYE UMURSAMAZLIK ETMEYİN
HER KAÇIŞTA BİR HAMAMA KAÇIYI.
Söz.yusufASLAN >15.<
>07.10.2008.<




BEKTAŞ-İ DEDE'NİN TORUNU.

------------------------------------
Akşam Tv,nin başında dede ile torun ve bütün aile hep birlikte haber dinlerken, Torun olan çocuk dede'den bir bilgisayar isteğinde bulunur, ve hemide dede'sinden sözünü alır, sabah oluncada torun dede'sine hadi dedem gidelimde bilgisayarı alalım der, dede'de şafak atar, hayırdır a benim güzel torunum bu bilgisayar işide nereden çıktı deye sorunca, torunuda akşam bana söz verdinya dede'ciğim hadi beraber gidekte şu bilgisayarı alak diye ısrar eder. dede'si bir daha sorar a benim güzel torunum, benim akşamki halım durumum nasıldı acaba, hele o durumumuda bi güzelce söylesene bana der. torunuda bi gaflet içinde, Dede sen akşam Tv'yi seyrederken, ufak ufakda demleniydin deyince, Dede'side hah işte o zaman o anlaşma kabul olmaz der peki niye kabul olmaz, çünkü işin içine şeytan girmişde ondan kabul olmaz, a benim güzel torunum, şimdi biz o şeytanı bulup def edekte ondan sonra bilgisayarı alak der. bunun üzerine torunu kucağına bir kucak taş toplar ve her yerde şeytanı aramaya başlar, bir başka çocukda aha şurada şeytan var, aha burada şeytan var deyince kucağı taş dolu çocuk gider bakarki oralarda şeytan falan yoktur, kucağındaki taşlarıda yere dökerek dede'sine gider, dede bir çocuk şurada şeytan var diye beni kandırdı ancak ben her tarafa döne döne baktım amma şeytan falan göremedim. hemide ben bilgisayarı almaktan vaz geçtim, benim anladığım kadarıyla en büyük şeytan insan oğludur deyince, Dede torununun bu anlamlı sözüne karşı torununuda yanına alarak gider o emanetini alır torununa verir ve sorar, a benim güzel torunum Dede'lerde şeytan olurmu acaba der. torunuda, duruma bağlı Dedem ancak onlar her zaman Dede'dir >16.<
>23.10.2008.<







Şu Devri Alemden Bir ( GARİPMİRTO ) Sessizce Gelip Geçti !
FIKRALARIM.

Hiç yorum yok:

"GARİPMİRTO"

"GARİPMİRTO"
FETHİYELİ YAZAR: YUSUF ASLAN.!

İzleyiciler